Baz ve Kevok’un hikâyesidir, üç yüz elli altı sayfada anlatılan. Aslında ‘Büyük Ülke’nin,
siyasal ve tarihsel düzeninin insanların hayatında nasıl etkilediğini anlatır. Ülkeye hâkim olan
iklim, bu iki karakteri farklı kutuplara itiyor romanın başında. İkinci sayfada yazar, bize
ikisinin de öleceğini söylüyor. Sonu, en baştan biliyoruz. Roman Kevok’un ölüm anı ile
başlayıp, Baz’ın ölüm anı ile bitiyor. Buna rağmen, nasıl olup da hayatlarının kesiştiğini ve bu
noktaya nasıl geldiklerini büyük bir iştahla okumaya başlıyoruz.
Önce Baz’ın nasıl Baz olduğunu, adım adım anlatıyor yazar. Acelesi yok, iyice anlayalım
diye tane tane veriyor detayları. Sonra Kevok meydana çıkıyor. Hatta Kevok doğduğunda,
Baz onu kucağına alıyor. O dönemde yollarının kesiştiğini ikisi de hiçbir zaman bilmiyor.
Baz, asker oluyor. Zaman içerisinde çok başarılı bir komutana dönüşüyor. Dağların dilinden
çok iyi anlıyor ve uzun süre o bölgede kalarak başarılı operasyonlar yürütüyor. Özel
hayatında ise bir o kadar başarısız ve mutsuz. Evli, iki çocuğu var. Eşine karşı hiçbir şey
hissetmiyor. Eve uğradığı bile yok. Başkente geldiğinde ilk işi, yaşı geçmiş bir hayat kadının
koca memelerine sığınmak oluyor. Onunla hem sevişiyor, hem dertleşiyor. Tek sığınağı o.
Kevok ise başarılı bir üniversite öğrencisi. Başkentte okuyor, aklı hep çocukken ayrılmak
zorunda bırakıldıkları ‘Dağlar Ülkesi’nde. Çok sevdiği bir adam var, Jir. Jir; gidecek, ata
yurduna, dağlara sığınacak. Kevok, çok deniyor ama onu yolundan döndüremiyor. Bir süre
sonra Kevok da yalnızlığa ve yıllardır görme hasretiyle tutuştuğu yurduna gitmeye karar
veriyor.
Bundan sonra olanlar ise kitabın büyülü sayfalarında gizli. Hızlı akan temposu ve tıkır tıkır
işleyen kurgusuyla elinizden bırakmayacağınız bir hesaplaşmaya, intikama, vicdan
muhasebesine ve aşka şahit olacaksınız.
Kürt edebiyatının en önemli isimlerinden olan Medmed Uzun; bu romanında kendi halkının
yıllardır içinde bulunduğu durumu resmederken, diğer taraftan da sürecin insanlar üzerindeki
etkilerini ustalıkla anlatır. Anlatılanlar hayal ürünü olsa da, bu ülkede yaşayan her hangi
birimize yabancı gelmez. Yaşananlara iki farklı açıdan bakmak, hepimize iyi gelir diye
düşünüyorum.
EMEL ESKİOĞLU
Çok teşekkürker.. Çok yalın ve merak uyandırıcı bir dille anlatmışsınız..