Aziz Bey Hadisesi

Ayfer Tunç’un 2002 yılında kaleme aldığı ‘Aziz Bey Hadisesi’, 88 sayfadan oluşan dili çok sade, kısa bir eser. Kitabın ince olması karaktere bürünmemizi zorlaştırmaktan çok okuyucuyu hikâyeye daha çok çekiyor. Hepimiz birer Aziz Bey, bazen Maryam, bazen de Vuslat oluyoruz.

Aziz Bey’in hayatı, Maryam’e olan aşkı ile şekillenmeye, zorlu bir yola girmeye başlıyor. Bir kişiye duyduğu aşkla tüm hayatı alt üst olan Aziz Bey, aslında seçilmiş bir yaşamın sonuçlarını gözler önüne seriyor.


Maryam, Aziz Bey’in duygularını alt üst eden, zihnini bulandıran, tüm hayatını değiştirebilecek kadar âşık olduğu mahallesindeki genç bir kız.

Kitapta Aziz Beyin, Maryam’e olan duygularını şu şekilde okuyoruz:
“Gördüğü bir çift göz değil, onu sıcak ama karanlık ve esrarlı bir âleme çağıran tuhaf bir yazgının işaretidir.”

Evet, Aziz Bey tuhaf bir yazgının işareti olarak, ailesiyle Beyrut’a taşınan Maryam’ın peşinden, onun ısrarı ve ilgisi üzerine, kendi ailesine yüz çevirerek gidiyor. Ancak Maryam ’den beklediği sevgiyi ve duyarlılığı göremeyen Aziz Bey için Beyrut hayali hüsranla sonuçlanıyor.

Bir gün otel odasında dedesinden kalan tamburu çalarken şöhret kapısını aralıyor ve zamanla ilgi odağı haline dönen bir müzisyen oluyor.

Böylece Aziz Bey’in müzik serüveni Beyrut’ta başlayıp, İstanbul’da devam ediyor. Meryem’den beklediği ilgiyi bulamayan Aziz Bey, İstanbul’da kendisini müziğe adayarak ünü yakalıyor ve müzisyenlik macerası böylece başlamış oluyor.


Bu sırada Vuslat ile yoları kesişen Aziz Bey, bir an önce onunla evlenmek için kolları sıvıyor. Vuslat ile biran önce evlenmek istemesinin sebebi ona olan aşkından ziyade, tamamen Vuslat’ın mantıklı bir seçim olması.

Aziz Bey’in, Vuslat için düşüncelerini eserde şu şekilde okuyoruz:
“Oysa Onu hep bir gölge, loş bir ışık, duvarların renginde kaybolan bir eşya gibi görmüştü. Ortadan kaybolsa da yokluğu anlaşılmayacak kadar sıradan bir eşya… Sevmek için zaman bulamamış, daha doğrusu hiç aramamıştı.”

Gerek psikolojiden, gerekse toplumsal baskıdan yer yer kesitler bulduğumuz eserde, mantıklı olduğu için mutlu bir evliliği olacağını düşünen Aziz Bey’in, yine mutluluğu yakalayamadığını, aksine daha çok hüsrana ve yalnızlığa gömüldüğünü görüyoruz.

Aralarında var gibi görünen, ama aslında hiç bir zaman filizlenmemiş duygular söz konusu.

Birbirleri için bir gölgeden, duvardaki geçmeyen sarı lekeden ibaretler. Birbirlerine dokunsalar ulaşamıyor, ulaşsalar hissedemiyorlar.
Aziz Bey’in kaprisini çekecek, sessiz ve silik kadın; onun istediği, arzuladığı kadın olmaktan ziyade evdeki bir cisim sadece.

Aziz Bey bu cismin yerinde Maryam’ı hayal ederek, yolunun sonuna doğru ilerlerken, Vuslat’ı zaman içerisinde ruhsal bunalıma sokuyor ve bir gün erkeksi kibrinden asla taviz vermeyen Aziz Bey, Vuslatı da kaybediyor.

Zaten sessiz olan ev artık bir gölgeden, bir cisimden ibaret olan Vuslattan da yoksun kalıyor.

Kibirli, dik başlı, tüm insanlara üstten bakan Aziz Bey, müzik yaptığı mekânda artık sadece acıklı, hüsran dolu şarkılarla misafirlerini ağırlamaya başlıyor. Ancak bir zaman sonra mekânın sahibi Zeki Bey, bu durumdan rahatsız olduğunu bir tartışmaları sonunda dile getiriyor. Ilımlı ve itidalli olan Zeki Bey’in, mekânının Aziz Bey tarafından sabote edilmesi, Zeki Bey’in tutumunu olumsuz etkiliyor ve sonunda bir gün Aziz Bey’i işten kovuyor.

Şans yalnızca hazır bir zihni seçecekken, Aziz Bey tüm ömrü boyunca bunu fark edemeyip, devamlı olarak kendini ve hayatını zora soktuğu, kibrinden ödün vermediği için, kitabın sonunda yalnız kalıyor. Aziz Bey hakkını veremediği yıllar için üzülmüyor bile. Çünkü daima kendisini haklı görüyor ve başına gelenlerinin müsebbibini kötü kaderine bağlıyor.

Maryam balıkken, Aziz Bey kuştu. Ayrı motiflerde, ayrı şiirlerde, ayrı coğrafyalarda sıkışmış iki âşıktı. Aziz Bey’in anlık mutluluklar yaşadığı aşk hikâyesi, ona acının en eşik noktasını yaşattı.

Written By
More from Hilal Yalın

Felsefenin Kısa Tarihi

Okunma sayısı: 668 Felsefe, tuhaf sorularla ve zorlu meydan okuyuşlarla başladı. Tartışmayla...
Görüntüle

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir